22 Ağustos 2010 Pazar

Empati

Küçüklükten beri empati yeteneği fazladan gelişmiş biri olarak bunun acısını çektim. Evet empati bazı zamanlar işinize yarayan bir özellik olsada o kadar can sıkar ki bunu tam anlamıyla kelimelere dökmek neredeyse imkansız.Empati sizin gerçek hayatla olan bağlantınızı kopartmazını istetecek kadar can sıkıcı kalleş bir özelliktir. Benim gay olarak algılanmamdan bir istisna hariç hep terkedilen olamama kadar her bi bokun suçlusu şu empati götü


Tam hatırlamıyorum ama sanırım 5 yada 6 yaşındaydım televizyonda antartikada yaşayan fokları anlatan bir belgesel vardı. Onu izlerken bu empati denen kalleşin ilk darbesini yedim. Meğerse foklar birden fazla yavru doğurduklarında sonra doğan yavru dışlıyıp beslemezlermiş. O yavru fokun annesinin yanına gidip annesi tarafından saldırıya uğrayışı canımı o kadar yakmıştı ki bir kaç saat ağlamıştım. Tabi belli bir süre sonra beni teselli etmeye çalışan annemin bile canı sıkıldı ve ''Ben ölsem bu kadar ağlamazsın, yeter'' dedi kadıncağız. Benim çevredeki normallerden gördüğüm o yaştaki çocuklar götünü kaşıyıp çekirge yakalamaya falan çalışırdı. İlla anormallik olucak ya aralarına girip yazık hayvanlara diye durdurmaya çalışırdım. Başardığımındaysa onları eve götürüp marulla falan beslemeye çalışırdım. Beni kırmak istemedikinden midir nedir bizimkkilerde yüzlerindeki bu çocuk angut ifadelerini silip aferin sana derdi. Lan niye alttan alıosun vur zopayı siktirlan evi ormana çevirdin de yolla. Bak ne oldu ahandan şimdiki gariplik çıktı ortaya. Sanırım en son hayvanlarla ilgili olan garipliğimse oniki yaşımda eve yavru bir sokak kedisi getirdikten sonra evi pire basması oldu. Ondan sonra ne hayvan ne bi bok. Tabi bendeki gariplik mik gibi ortalıkta kalmaya dayanamadı. Empati sayesinde kendimi ayrı bir oluşum saymamı sağlıyan bir varlık farketti.... Kızlar 


En çok bocaladığım alan ise kızlar olmuştu. İlkokulda kızlarla erkekler arasında fizyolojik farkları anladıkça bendeki devreler harbi harbi yanmaya başladı. Zamane bücürleri olan sınıf arkadaşlarımın karambole alma diye tabir ettiği kızları sıkıştırıp elleme mıcıkla sürtme gibi değişik sapık ve yoldan çıkmış hareketleri bende hararet yapmaya başlamıştı. İlk gördüğümde üç farklı beyin bölümümün olduğunu anladım. Bir masum, sınıf ineği deno'nun çalıştığı bana hmph salaklar diye düşünmemi söyliyen o zamana kadar bir çok kez hararetin eşiğinden dönmüş küçük anormallik, iki her erkekte bilhassa ergenliğe yeni adım atmaya başlamış bir bücürde olan beynin epey bi güneyinde olduğu halde beynin yerini almaya çalışan penis olarak adlandırdığımız bölümde faliyet gösteren ve bana sen de gir karambole nasılmış merak ettim ... durmasana lan angut alooo diyen sapık deno, son olarak  kedi ve pire olaylarından bu yana kaybolduğunu sandığım bana kendimi kızın yerine koymamı sıkıştırılıp ellenmenin ne kadar kötü bir duygu olduğu düşündüren ve gay olduğuma dair şüphelere yol açan nalet empati. Lan o yaştaki çocuk bu kadar şey hisseder mi yapmam gereken git elle sonra arkadaşlarınla salak salak konuş kim daha fazla elledi diye... ama yok illa bi bok olucak ya benim işlerimde midem bulanmaya başladı hocaya koşup arkadaşlarımı ispitledim evet böyle bir salaklık yaptım. Sonra gerisi gelmedi tabi ''erkek adam değil misin lan'' ''arkadaş arkadaşı ispitler mi olum'' ve yeni küfür etmeyi öğrenenlerin '' sikicem yeaa'' diye cırtlayan çocuksu sesleri. Sonradan tabi kalabalığa karışmayı öğrendim ama epey bunaltıcı oldu benim için


İşte herşeyin koptuğu zaman lise yıllarım. Tam anlamıyla olan ilk kız arkadaş deneyimim. İlk öpüşme, ilk kez bir kıza gerçek anlamda dokunmak, ve en sonunda okul bittikten üç dört saat sonra okula gelirken kafamda geçen tek düşünce olan ''Ben bir kızla yattım''. Tabi o kanlı pençelerini bana küçük yaşta geçirmiş olan empati denen kalleşten hala kurtulamamıştım. Normal bir çocuğun yaşaması gerekenleride yaşayamadım. İlkokulun sonlarında başladığım taklit olayı burda da devam etti tabi erkek ortamında hergün dönen  yüzüne gülüp selam verdiğim bazen dertleşip, bazen taşak muhabbeti yaptığım kızlar hakkında geçen '' olum bu ne düdüklenir lan '' yada '' bu kız kesin verio bize neye vermezler anlamam'' veya ''buna bi çaksam zevkten dört köşe olurum'' gibi bana normalde epey mantıklı gelmesi gereken ahtta buları konulurken elimin sikimde olması gereken zamanlar beni bırakmayan kene gibi yapışan empati naleti burda da bırakmadı eeee bende kendimi hergün bizimle gülüp oynayan muhabbet eden kızların bunları duysa neler hissedeceiğini düşünüp bazılarını kafamda engel olamadan canlandırdığım yıllar yaşadım. Bari evde kendim olıyım dedim yok arkadaş onada mı izin yok. Okulda erkek grubu evde .. Abim ve Babam

Bu ikili neredeyse aynı tiptirler. Abim lisede ve üniversitede kızlarının bekaretlerini kaybetmetlerinin alkolden sonraki en büyük nedenidir. Tabi benden de böyle bir şeyler beklediğini düşünüyorum ki altıncı ve yedinci sınıftan sonra bana bir kadını nasıl tatmin edileceği konusunu ateşli bir şekilde anlatmaya başladı, kendi anılarından bukleler koparıp önüme sürdü. Ben buları dinlerken bir yandan not almak bir yandan da abime güvenip onula yatan bu kızların şu an ne kafalarını taşlara vurduğunu düşündüm ve sizi temin ederim o yaşta abinizle yatan bir kızın neler hissedeceğini kafaya takmak size kusmak isteği ve '' Senin Allah belanı versin beni bu durumlara da mı düşürecektin'' diye barğıran hala beynin yerini almaya çalışan ama bu empati boku yüzünden alamamış penis bu gencin zaten birçok kez hararet tehlikesi geçiren beyninde kırmızı ışıkları yanmasına sebep oldu. Tabi ben bu şekilde abimle bocalarken devreye lisenin ikinci senisinde hala skor yapıp yapamadığımı öğrenmeye çalışan yapamadıysam artık yaşadığı bünyenin normal olmadığını kabullenen penisime yardım etmek isteyen babam girdi. Babam ailemizde ve yakın çevremde ismini bilmesede  ilk threesome yapan kişidir (hayatımı yediniz lan !). Babamı anlatmak için babamın hala aklımdan çıkmayan şu sözleri yeter sanırım '' bir kadın beni tahrik etsin onu havada olsa bile zıplar sikerim sonra yere iner hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam ederim''. Tabi ben biraz kendimi anlatınca benim ben kendimi kızın yerine koyuyorum cümlemde babamla abim sanırım kalp krizi geçirme tehlikesi yaşadı ve benim bazen hala önüme sunulan gaylik olayım başladı. Yaw ne kadar anlatmaya çalıştım yanlış anladınız diye ama olmadı. Sanırım tepkilerinden korktuğum için böyle konustuğumu düşündüler hatta benim öz annem dikkatinizi çekiyorum öz annem gayliğin sadece erkek yada kadınların psikilojik sorunlar yaşadıkları için seçtikleri bir yaşam tarzı olduğunu bir sorunum olduğunda ona anlatmamı ne yaparsam yapayım beni sevdiğini söyledi. Hayatımda bu kadar utandığımı hatırlamıyorum lan götümü yırttım, yok olmadı çabaladım, kendimi harcadım gay olmadığımı kanıtlamak için ama yok. Evet bu zamana kadar bir çok kez hararet tehlikesi geçiren beynim en sonunda işlemez hale geldi ve format atmak zorunda kaldım. Yeni beynim bana ''umursama yeter a.q yerinde sıkıldım lan yaşıtlarım gibi her gördüğüm kıza atlama isteği yok diye bu ne zulum arkadaş sallama a.q ya'' diye lakaytça bir tavsiyede bulundu ve ben de uydum.


En sonunda lise 3 de çıktığım bir kızla yattığımda eve  dönerken aklımdan geçenler basitti ama o yaşta benden umudu kesmiş olan, o an dünyanın en mutlu organı olan penisime zem-zem suyu gibi geldi ve en mutlu anlarında şu sözleri tekrarladı '' Allahım sana bu anguta bile bir kızla yatma şansı verip beni bu dünyadan abazan götürmedin ya artık ölsemde gam yemem''. Allah'tan artık alıştım eskisi gibi ''ben niye garibim lan'' yada ''olum Deno sen harbi gaysin lan eline fırsat geçti yatmadın abin haklı olum'' demiyorum. Ne kadar can sıkıcı olsada alıştım bu kalleş empatiye. son 3 yıldır gururla söyleyebiliyorum gay değilim sadece fazla düşünüyorum.

10 yorum:

  1. bu kadar düşünceli olman çevredeki kendi kalıpları dışında bir olaya rastladığında farklı benzetmeler yapan insanlar için hoş değil tabiki.. bu konudaki yazımı okumanı öneririm.. okuduğum en güzel yazılardan biriydi.. ayrıdığım 5 dk sanırım günümün geri kalan saatlerinde felsefe yaparak voodoo'mun başını şişirmeme yeticek..

    YanıtlaSil
  2. http://onurcen.blogspot.com/2010/07/birisi-zina-m-dedi.html kalıplaşmış insanlar hakkındaki yazım..

    YanıtlaSil
  3. Deminki ne anlamsız bir yorum oldu :S
    Saol onurcan neler çektiğimi anlatamazsın ama artık dönüp baktığımda sadece güğllüyorum
    Voodoo'nun kafası bnm yüzümden şişti yeterince bence felsefeni bugün tartışmayı yarın yap :)

    YanıtlaSil
  4. Onurcan şimdilik beni yargılayıp suçlamakla yetniyor.Bende suçlamaların asılsızlığını ispat edip davayı düşürmeye çalışıyorum.

    YanıtlaSil
  5. hmmm çift kavgaları :S
    acaba niye burda oluyor ki :)

    YanıtlaSil
  6. tabiki 2. seçenek olan edmund hillary den önce everest'e tırmanmış olan egoma boyun eğip aslında tartışmayı sonlandırabilirirsiniz

    YanıtlaSil
  7. Aslında pek kavga sayılmaz tatlı tatlı atışıyoruz öyle.Yoksa ben küsünce hoop bir özür bir öpücük bitiyor ^^

    YanıtlaSil
  8. peki kabul ediyorum.. gurur yapmayı sevmem zaten..

    YanıtlaSil
  9. Bizde yazı için for example olduk sanırım. Birbirimizle empati yapıp kavgayı sona erdirdik ((:

    YanıtlaSil